Zeytinburnu Kültür Sanat'ta gerçekleşen 'Mimarlık ve Yaşam Söyleşileri', Dr. Olcay Aydemir'in sunumuyla başladı. Sezonun ilk konuğu olan Dr. Murat Sav, İstanbul'un Bizans mimari mirasını koruma yaklaşımlarını derinlemesine ele aldı. Sav, Bizans yapılarının çok katmanlı yapısını ve restorasyon süreçlerindeki romantik yaklaşımların etkisini vurguladı. İstanbul'daki tarihi dokunun korunmasının önemi, söyleşinin ana temasını oluşturdu. Uzman isim, restorasyonun yapının sürekliliğini sağlamadaki kritik rolüne dikkat çekti ve geleceğe aktarım için önerilerde bulundu.

Dr. Olcay Aydemir’in sunumuyla Mimarlık ve Yaşam söyleşileri, Zeytinburnu Kültür Sanat’ta yapılıyor. 23 Ekim Perşembe akşamı saat 19.30’da gerçekleşen söyleşinin konuğu Dr. Murat Sav oldu.

Sezonun ilk Mimarlık ve Yaşam programında “Koruma Yaklaşımları Odağında İstanbul’un Bizans Mimari Mirası” konusu ele alındı.

Dr. Murat Sav’ın konuk olduğu Mimarlık ve Yaşam programının “Koruma Yaklaşımları Odağında İstanbul’un Bizans Mimari Mirası” alt başlıklı söyleşisi gerçekleşti. Dr. Murat Sav, çok katmanlı Bizans yapıları ve onları koruma yaklaşımları ile ilgili bilgilerini dinleyicilerle paylaştı.

“20. yüzyılın ikinci yarısındaki onarımlarda romantik yaklaşımların etkisi var.”

Dr. Murat Sav, İstanbul’daki Bizans yapılarını koruma yaklaşımlarının tarihine dair bilgi verdi:

“1955 yılında İstanbul Uluslararası Bizans Tetkikleri Kongresi düzenleniyor. Bu nedenle Bizans yapıları o dönemde tekrar elden geçiriliyor. Küçük veya orta çaplı onarımlar yapılıyor. 20. yüzyılın ikinci yarısında romantik yaklaşımların etkisinde onarılan yapılar vardır ayrıca. Tüm yapıların 20. yüzyıl onarım müdahalelerini etüt etmek amacıyla yaklaşık yüz dosya karıştırdım. Orada yapılan işler neydi, o dosyalar vasıtasıyla gördüm. Aldığım görevler nedeniyle bunları yapılar üzerinden okuma şansım oldu.”

“Restorasyonun en büyük amacı, yapının sürekliliğinin sağlanması.”

Dr. Murat Sav, konuşmasının sonunda restorasyonla ilgili bazı önerilerde bulundu:

“Restorasyonun en büyük amacı, yapının sürekliliğinin sağlanması. Yapının plastik özelliklerini, dönem verilerini, pitoresk görünümüne yol açan arkeolojik değerlerini muhafaza edecek şekilde eski eserleri genel bir yaklaşımla korumak gerekli. İstanbul’da günümüze ulaşmayan Roma öncesi yapılar geri gelmeyecek. Elimizdeki çok az sayıda Roma ve Bizans yapılarının yanı sıra elbette ki bu yapılardaki Osmanlı karakterlerini koruyarak, gelecek nesillere aktarımı sağlanmalıdır.”

Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Dr. Murat Sav, 'Mimarlık ve Yaşam' programında İstanbul'daki Bizans yapılarının korunması konusundaki tecrübelerini aktardı. 20. yüzyıl onarımlarındaki yaklaşımlara değinerek, restorasyonun yapının özgün değerlerini koruyarak sürekliliğini sağlaması gerektiğini belirtti. Sav, İstanbul'daki Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait yapıların gelecek nesillere aktarılmasının önemine dikkat çekti. Kapsül Haber Ajansı'nın derlediği söyleşi, tarihi mirasın korunması konusunda önemli bir farkındalık yarattı.