Sinema Sektöründe 'Menajer Çemberi' Krizi: Genç Yetenekler Tükeniyor Mu?
Türkiye sinema sektöründe menajerlik sistemi tartışmaları alevleniyor. Bükre Sena Sait'in dikkat çekici açıklamaları, sektördeki adaletsizlikleri ve genç yeteneklerin karşılaştığı zorlukları gözler önüne seriyor. Menajerlerin rolü, seçim süreçleri ve psikolojik etkileri mercek altına alınıyor. Sektörde şeffaflık ihtiyacı vurgulanırken, menajerliğin bir zorunluluktan ziyade bir seçim olması gerektiği belirtiliyor. Bu tartışma, Türk sinemasının geleceği için kritik bir öneme sahip.
ANKARA - BHA
Bükre Sena Sait, sektörde birçok alanda deneyim kazandığını belirterek, yapımcıdan set çalışanına kadar herkesin tecrübelerine rağmen iş bulmakta zorlandığını vurguladı. Çoğu kişinin, kamera önü ya da kamera arkasında ayakta kalabilmek için kişiliğinden senaryosuna kadar çeşitli tavizler vermek zorunda bırakıldığını dile getirdi.
“Menajerlik köprü olmaktan dolambaç haline geldi”
Türkiye’de menajerliğin 2000’lerden sonra dizilerin uluslararası pazara açılmasıyla güç kazandığını hatırlatan Sait, şu ifadeleri kullandı:
“25 yıl önce köprü ve destek olarak görülen menajerlik sistemi, bugün yapımcının dahi üzerinde bir dolambaç haline geldi. Oyuncuyu önce eskitip sonra kabul etmeyen, yeni isimlerin sektöre girmesini zorlaştıran bir düzen var.”
Sait’e göre, bazı menajerler yalnızca kendi oyuncuları üzerinde değil, farklı isimler üzerinde de dolaylı söz sahibi olabiliyor. Seçimlerin şirket ofislerinden çok akşam yemeklerinde yapıldığını belirten Sait, “Şu an alım yapmıyoruz” ifadesinin aslında “Seni pazarlayabileceğim bir gelir potansiyelin var mı?” sorusuna dönüştüğünü söyledi.
“Psikolojik baskı yaratıyor”
Menajerlik çemberinin yalnızca ekonomik değil, psikolojik etkiler de yarattığını dile getiren Sait, “Sen iyi oyuncusun ama piyasada işleyemezsin” denilerek oyuncuların özgüvenlerinin kırıldığını, birçok genç yeteneğin ise daha ilk adımda sektörden kopmak zorunda kaldığını aktardı.
“Menajer zorunluluk değil, seçim olmalı”
Sait, sektörde şeffaflığa ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, self-tape sunumlarının torpil gibi algılanmaması gerektiğini ifade etti. Yazısını şu sözlerle tamamladı:
“Menajer bir zorunluluk değil, bir seçim olmalı. Başlangıçta da çıkışı böyleydi. En büyük torpil, bu çemberin ta kendisidir.”
Bükre Sena Sait, sinema sektöründeki 'menajer çemberi'nin genç yetenekler üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, sistemin köprü olmaktan çıkıp dolambaç haline geldiğini ifade ediyor. Yapımcılardan set çalışanlarına kadar birçok kişinin iş bulmakta zorlandığını ve çeşitli tavizler vermek zorunda kaldığını vurgulayan Sait, menajerlerin seçim süreçlerinde dolaylı söz sahibi olabildiğini belirtiyor. Ayrıca, menajerlik sisteminin psikolojik baskı yaratarak oyuncuların özgüvenini kırdığını ve genç yeteneklerin sektörden kopmasına neden olduğunu dile getiriyor. Sait, sektörde şeffaflığın önemine işaret ederek, menajerliğin bir zorunluluk değil, bir seçim olması gerektiğini savunuyor.