Veri İhlallerinde Rekor Maliyet Artışı! Şirketler Nasıl Korunacak?
Dijitalleşen dünyada siber tehditler artarken, veri ihlallerinin maliyeti şirketler için büyük bir sorun teşkil ediyor. IBM'in son raporu, yapay zeka ve otomasyonun siber güvenlik stratejilerinde ne kadar kritik bir rol oynadığını gözler önüne seriyor. Veri ihlallerinin şirketlere ortalama maliyeti dudak uçuklatan seviyelere ulaşırken, uzmanlar bu tehdide karşı alınabilecek önlemleri açıklıyor. Şirketlerin hem finansal hem de itibar kaybı riskini en aza indirmek için neler yapması gerekiyor? Yapay zeka ve otomasyon, siber güvenlikte ne gibi avantajlar sağlıyor? İşte tüm detaylar...
Dijitalleşen dünyada klasik güvenlik çözümlerinin yetersiz kalması, yeni nesil teknolojilerin önemini artırıyor. IBM’in Veri İhlali Maliyet Raporu’nun 2024’te yayımladığı veriler, siber güvenlik stratejilerinde yapay zekâ ve otomasyonu kullanan şirketlerin 2,22 milyon dolar tasarruf sağladığını ortaya koyuyor.
Dünya genelindeki veri ihlallerinin yol açtığı ortalama maliyetin ise 4,88 milyon dolara ulaştığı biliniyor. Şirketler açısından hem finansal hem de itibar kaybı riski taşıyan veri ihlallerine karşı kurumların nasıl korunabileceğini açıklayan WatchGuard Türkiye, Yunanistan ve MEA Bölge Müdürü Yusuf Evmez, yapay zekâ ve otomasyonun siber güvenlikte sağladığı 4 kritik kazanımı açıklıyor.
Yapay zekâ ve otomasyon, güvenlik ekiplerinin operasyonel yükünü hafifletmenin ötesinde, olaylara daha hızlı, etkili ve kontrollü yanıt verilmesini sağlıyor. Veri İhlali Maliyet Raporu 2024 verilerine göre siber güvenlik stratejilerinde yapay zekâ ve otomasyonu devreye alan şirketlerin, bu teknolojileri kullanmayanlara kıyasla ortalama 2,22 milyon dolar tasarruf sağladığına işaret ediyor. Bu teknolojiler, giderek sıkılaşan veri koruma yasaları karşısında şirketlerin uyum süreçlerini desteklerken, aynı zamanda artan siber güvenlik uzmanı açığını da dengelemeye yardımcı oluyor. Şirketlerde yapay zeka ve otomasyon sistemi kullanılmamasından kaynaklanan veri ihlallerinin ortalama maliyeti 4,88 milyon dolara ulaşırken bir önceki yıla kıyasla %10 artışla şimdiye kadar kaydedilen en yüksek seviyeye yükselmiş bulunuyor. İhlallerin %40’ının birden fazla ortamda depolanan verilerde meydana gelmesi, güvenlik yönetimini daha karmaşık hale getiriyor ve siber ihlallerle etkili biçimde baş edebilmek için birçok şirketin yeterli kaynağı bulunmuyor. Müşteri verilerini içeren ihlallerin %46’sı ise kişisel bilgileri kapsıyor. Bu noktada yapay zekâ ve otomasyon entegrasyonu sunan yönetilen hizmet sağlayıcıları (MSP), şirketlere daha stratejik ve sürdürülebilir bir güvenlik yaklaşımı kazandırıyor. Yapay zekâ ve otomasyonun doğru kullanımıyla veri ihlallerinden kaynaklanan maliyetlerin ciddi ölçüde azaltılabileceğini vurgulayan WatchGuard Türkiye, Yunanistan ve MEA Bölge Müdürü Yusuf Evmez, kurumların siber güvenliğinin güçlenmesinin önemine ilişkin 4 kritik faydayı sıralıyor.
1. Operasyonel Yükün Optimize Edilmesi: Ekipler başlangıçta, özellikle kritik görevlerin otomasyonuna dair endişelerle otomasyona direnç gösterebilir. Ancak doğru şekilde uygulanan bir yapay zekâ sistemi, uyarı analizi, olay sınıflandırması ve ilk müdahale gibi tekrar eden süreçleri devralarak yükü hafifletir. Bu sayede güvenlik uzmanları daha karmaşık ve stratejik görevlere odaklanabilir. Yapay zekâ, davranış kalıplarını analiz ederek tehdit tespitini iyileştirir, daha hızlı ve daha isabetli tepkiler sağlar.
2. Daha Hızlı ve Kontrollü Olay Müdahalesi: Yapay zekâ destekli tehdit tespiti, fidye yazılımları ya da açık kaynaklı saldırılar gibi çevresel savunma sistemlerini aşan saldırıların fark edilmesini sağlar. IBM’in Veri İhlali Maliyet Raporu 2024’e göre, çalınan kimlik bilgilerini içeren ihlallerin tespit edilip kontrol altına alınması ortalama 292 gün sürmüştür. Yapay zekâ, bu tür vakalarda gerçek zamanlı bilgi sağlayarak karar alma süreçlerini daha doğru hâle getirir. Bu otomatik süreçlerin entegrasyonu, kuruluşların siber güvenlik duruşunu güçlendirir ve dijital tehditlere karşı hızlı, uyarlanabilir tepkiler verilmesini sağlar.
3. Finansal Etkinin Azaltılması: Kısa vadeli tasarruflar genellikle saldırıların önlenmesiyle ilişkilendirilse de esas değer finansal etkilerin en aza indirilmesinde ve iş sürekliliğinin sağlanmasındadır. Bu hem müşterileri hem de tedarikçileri güvence altına alır. Yapay zekâ ve otomasyon, siber saldırılara hızlı ve verimli yanıt vererek veri kaybı, uzun süreli kesinti gibi doğrudan zararları ve sistem onarımı, yeni güvenlik yatırımları, yasal para cezaları ve etkilenen kullanıcılara yapılacak tazminatlar gibi uzun vadeli maliyetleri önemli ölçüde azaltır.
4. İtibar Kaybının Önlenmesi: Kurumsal itibar son derece değerli ancak kırılgan bir değerdir, siber saldırılar bu itibara ciddi zararlar verebilir. Bu zarar, müşteri verileri veya sistem erişimi ihlal edildiğinde daha da artar. Bu sorunun önüne geçebilmek için, verileri stratejik biçimde koruyan teknolojilerin benimsenmesi gereklidir. Bu hem müşteri güvenini hem de kurumsal dayanıklılığı artırır. Her ne kadar birçok kurum yapay zekâ teknolojilerini hızla devreye alıyor olsa da rapora göre bu girişimlerin yalnızca %24’ü güvenli olarak kabul ediliyor. Yeterli koruma sağlanmaması, verilerin ve modellerin tehlikeye girmesine yol açarak yapay zekâ projelerinin hedeflediği güvenlik katkısını doğrudan riske atmaktadır.
Makalede, dünya genelinde veri ihlallerinin maliyetlerindeki rekor artışa dikkat çekiliyor. IBM'in Veri İhlali Maliyet Raporu'na göre, yapay zeka ve otomasyon kullanan şirketler önemli ölçüde tasarruf sağlıyor. WatchGuard Türkiye, Yunanistan ve MEA Bölge Müdürü Yusuf Evmez, yapay zeka ve otomasyonun siber güvenlikteki 4 kritik faydasını sıralayarak, operasyonel yükün optimize edilmesi, daha hızlı olay müdahalesi, finansal etkinin azaltılması ve itibar kaybının önlenmesi gibi konularda önemli bilgiler sunuyor. Kurumların siber güvenliklerini güçlendirmek ve veri ihlallerinden kaynaklanan maliyetleri azaltmak için yapay zeka ve otomasyonun doğru kullanımı büyük önem taşıyor.