Türkiye'de siyasi gündemi sarsan iddialara İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nden (DMM) anında yanıt geldi. PKK'nın silah bırakma ve fesih kararı sonrası ortaya atılan anayasa değişikliği ve özerk yönetim söylentileri, DMM tarafından kesin bir dille yalanlandı. Vatandaşların kafasını karıştıran bu türden asılsız iddiaların yayılmasının önüne geçmek amacıyla yapılan bu açıklama, sürecin şeffaf ve hukuki çerçevede yürütüldüğünü vurguluyor. Peki, DMM'nin açıklaması tam olarak ne anlama geliyor? Türkiye'nin geleceğiyle ilgili bu hassas süreçte hangi adımlar atılıyor? İşte tüm merak edilenler...
ANKARA-BHA İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), PKK'nın silah bırakma ve örgütü feshetme kararı sonrası "Anayasa değişikliği ile özerk ve federal bir yönetim sağlanacağı" yönündeki iddiaları yalanladı. DMM'nin sosyal medya hesabı üzerinden yapılan açıklamada, terörsüz bir Türkiye hedefi doğrultusunda, terör örgütünün bu kararına karşılık devlet yönetiminin herhangi bir pazarlık yaparak süreç yönettiği yönündeki iddiaların asılsız olduğu vurgulandı. Açıklamada, bu tür spekülasyonların doğru olmadığı ve sürecin tamamen hukuki çerçeveler içinde yürütüldüğü ifade edildi. Silah bırakma ve örgütün fesih kararının alındığı PKK kongre bildirgesine ilişkin, “Bu karar sonrası Anayasa değişikliğiyle özerk ve federal bir yönetimin sağlanacağı” iddiasının dezenformasyon olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlara yer verildi: "Türkiye’nin gündeminde olan Anayasa değişikliğine yönelik hazırlık çalışmaları; sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasa ihtiyacını karşılamak üzerine yapılmaktadır. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz."DMM'nin yaptığı açıklamada, PKK'nın silah bırakma kararının ardından ortaya atılan 'Anayasa değişikliği ile özerk ve federal bir yönetim sağlanacağı' iddialarının tamamen dezenformasyon olduğu vurgulandı. Mevcut Anayasa değişikliği çalışmalarının, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasa ihtiyacını karşılamak üzerine yapıldığı belirtildi. Kamuoyunun manipüle edilmesine yönelik bu türden asılsız iddialara itibar edilmemesi gerektiği özellikle vurgulanarak, sürecin hukuki çerçeveler içinde yürütüldüğü teyit edildi.