Türkiye'deki gıda güvenliği alarm veriyor! Greenpeace'in yeni raporu, sofralarımıza gelen sebze ve meyvelerdeki tehlikeli pestisit kalıntılarını gözler önüne serdi. Özellikle çocukların sağlığı için büyük risk oluşturan bu durum karşısında acil önlemler alınması gerekiyor. Raporda hangi ürünlerde limit aşımları tespit edildi? Hangi yasaklı maddeler kullanıldı? Uzmanlar ne diyor? Tüm detaylar haberimizde!
Greenpeace'in yaptırdığı ve "Pestisitler ve Çocuklar" başlığıyla yayınladığı çarpıcı bir rapor, Türkiye'deki gıda güvenliği konusunda ciddi endişeleri gözler önüne serdi.
Rapor, İstanbul'da beş zincir market ve çeşitli semt pazarlarından alınan 14 farklı sebze ve meyveye ait 155 örneğin analiz sonuçlarını içeriyor. Uluslararası akredite bir laboratuvarda yapılan incelemelerde, her 3 gıdadan 1'inde (%33) yasal mevzuata uygunsuzluk tespit edildiği ortaya çıktı.
Gıda mühendisi Dr. Bülent Şık tarafından değerlendirilen analizlerde, örneklerin %61'inde birden fazla pestisit kalıntısı, %43'ünde ise en az bir PFAS (per/polifloroalkil maddeleri) içeren pestisit kalıntısı saptandı. Daha da endişe verici olan bulgu ise, analiz edilen ürünlerin %31,6'sında hormonal sistemi bozan, nörolojik gelişimi etkileyen ve kanserojen olduğu bilinen pestisitlere rastlanması oldu.
Limit Aşımları ve Ruhsatsız Kullanım Şoke Etti:
Rapora göre, mevzuata aykırı pestisit kalıntısı ve yasaklı ya da ruhsatsız pestisit kullanımına en fazla rastlanan ürünler salamura yaprak (%80), yeşil sivri biber (%70) ve ıspanak (%67) oldu. Bunu kıvırcık marul, armut ve üzüm (%40), golden ve starking elma (%30), dolmalık biber ve patlıcan (%20), domates (%13), portakal (%10) ve hıyar (%7) takip etti. Örneklerin %33'ünde mevzuat sınırlarının aşıldığı ve 50 üründe ruhsatsız pestisit kullanımı tespit edildiği belirtildi.
PFAS'lı Pestisitler Yüksek Oranda Tespit Edildi:
Çocuk sağlığı açısından ayrı bir risk oluşturan PFAS içeren pestisitler de analizlerde dikkat çekti. 155 örneğin %43'ünde en az bir PFAS'lı pestisit kalıntısı tespit edilmesi, bu kimyasalların yaygınlığına işaret ediyor.
Çocuklar Pestisitlere Karşı Daha Savunmasız:
Raporda vurgulanan araştırmalar, çocukların pestisitlere yetişkinlere kıyasla çok daha hassas olduğunu ve gelişim süreçlerinde ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabileceklerini gösteriyor. Çocukların bağışıklık, sinir ve hormonal sistemlerinin gelişim aşamasında olması nedeniyle pestisitlerin etkileri daha kalıcı ve zararlı olabiliyor. Bilimsel çalışmalar, kritik nörogelişimsel dönemde pestisitlere maruz kalmanın, nörogelişimsel bozukluklar da dahil olmak üzere birçok hastalığa yatkınlığı artırdığını ortaya koyuyor.
Greenpeace'ten Çözüm Çağrısı:
Greenpeace, bu endişe verici tablo karşısında Tarım ve Orman Bakanlığı'na pestisit analiz sonuçlarını kamuoyuyla paylaşma çağrısında bulundu. Örgüt, pestisit kullanımını azaltacak veya tamamen ortadan kaldıracak organik-ekolojik üretim yöntemlerinin ülke genelinde kamusal olarak teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, sağlıklı ve temiz gıdaya ulaşma hakkının çocukların en temel hakkı olduğu belirtildi.
Greenpeace'in 2020 yılında yayınladığı benzer bir raporda, ürünlerin %15,6'sında yasal mevzuata aykırı pestisit kalıntısı ve %67'sinde çoklu pestisit kalıntısı tespit edilmişti. Son analiz sonuçları, bu oranın daha da arttığını göstererek durumun ciddiyetini bir kez daha ortaya koyuyor.
Greenpeace'in 'Pestisitler ve Çocuklar' başlıklı raporu, Türkiye'de tüketilen gıdaların önemli bir kısmında yasal mevzuata aykırı pestisit kalıntıları bulunduğunu gösteriyor. Özellikle salamura yaprak, yeşil sivri biber ve ıspanak gibi ürünlerde yüksek oranda pestisit tespit edilmesi endişe verici. Rapor, çocukların pestisitlere karşı daha savunmasız olduğunu ve bu durumun gelişimleri üzerinde kalıcı zararlara yol açabileceğini vurguluyor. Greenpeace, Tarım ve Orman Bakanlığı'na analiz sonuçlarını kamuoyuyla paylaşma ve organik üretimi teşvik etme çağrısında bulunuyor. Gıda güvenliği konusunda daha fazla şeffaflık ve denetim talep ediliyor.