Türkiye, iklim değişikliği ile mücadelede kritik bir adım atarak İklim Kanunu'nu yürürlüğe koydu. Bu tarihi gelişme, ülkenin yeşil büyüme vizyonunu ve net sıfır emisyon hedefine ulaşma çabalarını somutlaştırıyor. Kanun, kamu ve özel sektörün iklim değişikliğiyle ilgili sorumluluklarını net bir şekilde tanımlarken, adil geçiş ve iklim adaleti ilkelerini ön planda tutuyor. İklim Kanunu ile Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) gibi önemli mekanizmalar hayata geçirilecek ve karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik ciddi yaptırımlar uygulanacak. Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadelesinde yeni bir sayfa açan bu kanun, gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir dünya hedefliyor.
2 Temmuz 2025’te kabul edilen kanun, yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefiyle sera gazı emisyonlarının azaltılmasını, iklim değişikliğine uyum faaliyetlerini ve bunların planlama, finansman, izin ile denetim süreçlerini kapsıyor.
Kanun, iklim değişikliğiyle mücadelede adil geçiş, iklim adaleti ve sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyerek, kamu ve özel sektörün bu doğrultuda yükümlülüklerini düzenliyor.
Tanımlarda, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), karbon kredisi, iklim finansmanı ve yeşil iş gibi kavramlar yer alıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İklim Değişikliği Başkanlığı, kanunun ana yürütme organları olarak yetkilendirildi.
Sera gazı emisyonlarının azaltımı için Ulusal Katkı Beyanı ve net sıfır hedefleri esas alınacak. İklim değişikliğine uyum için su yönetimi, ekosistem koruma ve afet risk azaltımı gibi faaliyetler teşvik ediliyor. İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları ve yerel eylem planları oluşturulacak. Finansal destekler, yeşil dönüşüm ve sıfır atık uygulamaları için kullanılacak; teknoloji ve kapasite geliştirme ön planda tutulacak.
KARBON FİYATLANDIRMA VE YAPTIRIMLAR
ETS’nin kurulmasıyla karbon tahsisatlarının alınıp satılmasına olanak tanınacak. İdari yaptırımlar, emisyon raporlamayanlara 500 bin ile 5 milyon lira, ETS’ye uymayanlara ise ton başına 5 TL’den başlayan cezalar öngörüyor. Ozon tabakasını incelten maddeler ve florlu gazlara da cezai düzenlemeler getirildi.
Kanun, ETS için pilot dönem uygulanmasını ve işletmelerin 3 yıl içinde emisyon izni almasını zorunlu kılıyor.
Planlama araçlarının 31 Aralık 2027’ye kadar hazırlanması hedefleniyor.
Gelirler, yeşil dönüşüm ve iklim mücadelesi için kullanılacak; cezaların yüzde 50’si Başkanlık bütçesine aktarılacak.
İklim Kanunu, 2 Temmuz 2025 tarihinde kabul edilerek Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadelesinde önemli bir dönüm noktası oluşturuyor. Kanun, sera gazı emisyonlarının azaltılmasından iklim değişikliğine uyum faaliyetlerine kadar geniş bir yelpazede düzenlemeler içeriyor. ETS'nin kurulması ve karbon fiyatlandırması gibi uygulamalarla emisyonların kontrol altına alınması hedeflenirken, emisyon raporlamayan veya ETS'ye uymayan işletmelere ciddi cezai yaptırımlar uygulanacak. Elde edilen gelirler ise yeşil dönüşüm projeleri ve iklim mücadelesi için kullanılacak. Kanunun uygulanması sürecinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İklim Değişikliği Başkanlığı önemli rol oynayacak ve yerel yönetimler de İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları aracılığıyla sürece dahil olacak.