9 Aralık 2025 Salı
DOLAR 42.59 ₺
EURO 49.63 ₺
STERLIN 56.83 ₺
G.ALTIN 5,733.52 ₺
BTC 90,038.19 $
ETH 3,105.25 $
BİST 0.00

    SON DAKİKA: Türkiye'nin Doğurganlık Hızı 11 Yılda Rekor Düştü! Uzmanlar Uyardı: Ülke Yaşlanıyor, Gelecek Tehlikede!

    Gündem 0
    Yayınlama: 9 Aralık 2025 Salı 11:48 Kaynak: Birlik Haber Ajansı

    Türkiye'de doğurganlık hızı son 11 yıldır aralıksız düşerek kritik seviyelere indi. Uzmanlar, bu durumun ülkenin geleceğini, işgücünü ve sosyal güvenlik sistemini derinden etkileyeceği konusunda ciddi uyarılarda bulunuyor.

    SON DAKİKA: Türkiye'nin Doğurganlık Hızı 11 Yılda Rekor Düştü! Uzmanlar Uyardı: Ülke Yaşlanıyor, Gelecek Tehlikede!

    Türkiye, demografik yapısında endişe verici bir dönüşüm yaşıyor. Son 11 yıldır aralıksız düşen doğurganlık hızı, ülkeyi nüfus yenilenme eşiğinin çok altına çekmiş durumda. Uzmanlar, bu kritik düşüşün yalnızca nüfus artışını değil, aynı zamanda işgücünden sosyal güvenlik sistemine, hatta toplumsal dinamiklere kadar birçok alanda derin etkiler yaratacağını vurguluyor. Türkiye'nin genç ve dinamik yapısını tehdit eden bu trend, gelecekte bizi nasıl bir ülke beklediği sorusunu akıllara getiriyor. Detaylı analizlerle, doğurganlık hızındaki gerilemenin ardındaki nedenleri ve bu büyük demografik dönüşümün potansiyel sonuçlarını masaya yatırıyoruz.

    ANKARA-BHA

    Türkiye’nin nüfus artış hızında son yıllarda yaşanan yavaşlama, ülkenin demografik yapısının geleceğine ilişkin kaygıları artırıyor. Uzmanlar, doğurganlıktaki gerilemenin uzun vadede yalnızca nüfus artışını azaltmakla kalmayacağını; işgücünün daralması, sosyal güvenlik sisteminin zorlanması, sağlık ve bakım hizmetleri için ihtiyaçların büyümesi gibi çok boyutlu etkiler doğuracağını vurguluyor.

    2014’ten bu yana kesintisiz düşüş

    TÜİK verilerine göre Türkiye’de “toplam doğurganlık hızı”, 2001’de 2,38 çocuk seviyesindeyken 2014’ten itibaren hiç durmadan geriledi. 2014’te 2,19 olan oran, 2018’de 2’nin altına düştü ve sonraki yıllarda düşüş ivme kazandı. Doğurganlık hızı 2019’da 1,89, 2020’de 1,77, 2021’de 1,71, 2022’de 1,63 ve 2023’te 1,51 olarak kaydedildi. 2024’te ise 1,48’e inerek Türkiye’nin nüfusunu yenileme eşiği kabul edilen 2,1 seviyesinin oldukça altında kaldı.

    Uzmanlara göre bu eğilim devam ederse Türkiye, doğurganlıkta Avrupa Birliği ortalamasının da gerisine düşebilir.

    TÜİK Başkan Yardımcısı Furkan Metin, mevcut seviyenin 1,4’e yaklaşmasının “yüksek alarm” anlamına geldiğini belirterek, Türkiye’nin geçen yıldan itibaren “çok yaşlı ülkeler” sınıfına dahil olduğunu söyledi. Metin, önümüzdeki 25 yıl içinde yaşlı nüfus oranının yüzde 25’in üzerine çıkabileceği uyarısında bulundu.

    “45 yaşındaki Türkiye’nin enerjisi, 1990’lardaki Türkiye gibi olamaz”

    Doğurganlık hızındaki gerilemenin ortanca yaşa etkisine dikkat çeken Metin, şöyle konuştu:

    “Türkiye, 1990’lı yıllarda 20 yaşında bir genç gibiydi. Bu düşüş devam ederse 40 yıl sonra ortanca yaş 45’i geçecek. 45 yaşındaki Türkiye’nin dinamizmi, 20’li yaşlardaki Türkiye ile aynı olmayacak.”

    Metin, doğurganlıktaki düşüşün birkaç yıl daha devam etmesi halinde geri dönüşü çok zor bir döneme girileceğini ifade etti. Yaşlanan nüfusun sosyal güvenlik sistemine ciddi yük getireceğini ve mevcut modelin sürdürülemez hale gelebileceğini dile getirdi.

    “Türkiye sezaryen oranlarında dünyada ilk sırada”

    Metin, Türkiye’de sezaryen doğum oranlarının dünya ortalamasının üzerinde olduğunu hatırlatarak, geç evlilik ve sezaryen doğumların çoklu çocuk sahibi olmayı zorlaştırdığını belirtti. Tek çocuk sahibi olmanın veya evlenmemenin ilerleyen yaşlarda yalnızlık riskini artırdığını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

    “Her 5 haneden 1’inde yalnız bir kişi yaşıyor. Bu kişilerin yüzde 35’i 55 yaş üzerindeki kadınlar. Ailenin önemi geç yaşlarda ortaya çıkıyor ama o yaşa gelindiğinde çocuk yapma pişmanlığı fayda etmiyor.”

    “Türkiye giderek yaşlanan bir ülke”

    MSÜ Deniz Harp Okulu Dekanı Prof. Dr. Cemalettin Şahin de Türkiye’nin yaşadığı nüfus krizinin yeni olmadığını, yaklaşık 20 yıldır aynı eğilimin sürdüğünü hatırlattı. Tarihsel süreçte Türkiye’nin hem nüfusu artırmaya hem azaltmaya yönelik politikalar yürüttüğünü anlatan Şahin, günümüzde ise hızlı yaşlanmanın tarımdan sanayiye birçok alanı tehdit ettiğini söyledi.

    Şahin, konut mimarisinden eğitim sürelerine kadar toplumsal yapıyı etkileyen birçok başlıkta düzenleme gerektiğini belirterek, “Bugün Türkiye kendi tarımsal ürünlerini toplayacak insan gücünden mahrum hale geldi. Gelecek çok iyi görünmüyor, topyekûn bir seferberlik lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

    Türkiye'nin demografik geleceği hakkında önemli sinyaller veren bu haberde, ülkenin doğurganlık hızının son 11 yıldır kesintisiz bir düşüş eğiliminde olduğu ve 2024 itibarıyla 1,48'e inerek nüfus yenilenme eşiği olan 2,1'in çok altına düştüğü belirtilmiştir. Makale, bu düşüşün Türkiye'yi 'çok yaşlı ülkeler' sınıfına soktuğunu ve önümüzdeki 25 yıl içinde yaşlı nüfus oranının %25'i aşabileceği yönündeki kaygıları detaylandırmaktadır. Uzmanlar, doğurganlıktaki gerilemenin işgücü daralması, sosyal güvenlik sisteminin zorlanması ve ülkenin dinamizminin azalması gibi çok boyutlu olumsuz etkileri olacağı konusunda uyarmaktadır. Haberde ayrıca, geç evlilikler ve yüksek sezaryen oranları gibi faktörlerin bu duruma katkıda bulunduğuna dikkat çekilmiş, çözüm olarak ise topyekûn bir seferberlik çağrısı yapılmıştır. Türkiye'nin yaşlanan nüfus yapısı ve bunun toplumsal, ekonomik ve kültürel yansımaları, geleceğimiz için acil önlemler alınması gerektiğini vurgulamaktadır.

    BENZER HABER
    İlk Yorumu Sen Yaz
    code