Plastik atıklar dünyamız için giderek büyüyen bir tehdit oluşturuyor. Her yıl milyonlarca ton plastik doğaya karışıyor ve denizlerimizi, topraklarımızı kirletiyor. Ancak umut var! STFA Holding bünyesindeki Temiz Dünya firması, İngiliz Polymateria ile birlikte bu soruna karşı devrim niteliğinde bir çözüm sunuyor: Biyo-transformasyon teknolojisi. Bu yenilikçi teknoloji, plastiklerin doğada çok daha hızlı ve zararsız bir şekilde çözünmesini sağlayarak mikroplastik kirliliğinin önüne geçmeyi hedefliyor. Türkiye plastik ambalaj sanayisi için de önemli bir adım olan bu işbirliği, sürdürülebilir bir geleceğe doğru atılan cesur bir adım.
2023 yılında STFA Holding bünyesinde kurulan Temiz Dünya firması, İngiliz Polymateria firması ile birlikte dünyada ''Biyotransformasyon'' olarak popülerleşen en yeni sürdürülebilir plastik teknolojisini Türk plastik sanayisi ile buluşturarak mikroplastik kirliliğinin önüne geçmeyi hedefliyor.
Londra'da Imperial College içerisindeki teknoparkta kurulan ve aralarında Türk yatırımcıların da bulunduğu bir malzeme teknolojileri firması olan Polymateria, en yaygın plastik ambalajlar üzerinde 1 yıldan kısa bir süre içerisinde mikroplastik artık oluşturmadan bozunum sağlayabildiği sertifikalanan ilk firma olmuştur. STFA Holding ise Temiz Dünya firması ile başlattığı faaliyette bu teknolojileri plastik ambalaj üretiminde Avrupa'nın 2. en büyük kapasitesine sahip Türk plastik ambalaj sanayisi ile buluşturmaya başladı.
Sorun
''Her yıl üretilen plastik ambalajların %32'si doğaya düşüyor. Doğaya düşen plastiklerin %80'i ise ilerleyen dönemde okyanuslara karışıyor.''
2020 yılı itibari ile Dünya çapında her yıl 450.000.000 ton civarında plastik üretilmektedir. Üretilen bu plastiklerin istatistiksel olarak yalnız %2'lik kısmı katma değerli bir geri dönüşüm sürecine katılabilirken %32'si doğaya karışmaktadır. Bu durum her yıl 144 milyon ton ek plastik kirliliği anlamına gelmektedir. Birkaç yıl içinde ''mikroplastik'' parçacılara dönüşen bu atıklar görünmeseler bile sulara karışarak tüm canlı yaşamını tehdit etmeye devam etmektedir. Bu şekilde devam ettiği takdirde 2050 yılına gelindiğinde denizlerde ağırlık olarak balıklardan daha fazla plastik olacağı hesaplanmaktadır.
Çözüm: Biyo-transformasyon Teknolojisi
''Aslında bütün plastikler doğada çözünebilir. Sorun kaç yüz yılda çözündükleri... ''
Biyotransformasyon teknolojisi plastik ürünlere üretim aşamasında eklendiğinde ortaya çıkan ürünler doğaya düştükleri anda bozunmaya başlarlar. Bu bozunma normal sürece göre 400 katın üzerinde daha hızlı gerçekleşir. Sonuçta 1 yıldan kısa bir sürede plastik ürün su ve karbondioksite dönüşerek zararsız bir şekilde doğaya dönmüş olur. Teknoloji, yalnız ürün doğaya düşerse aktif hale gelmekte olup ürünlerin istenmeyen bir zamanda, örneğin rafta, bozunmasına sebep olmaz. Bozunma sürecinde hiçbir toksik bileşen ve mikroplastik artık oluşmaz. Biyotransformasyon teknolojisi kullanan ürünler konvansiyonel plastik ürünlerle aynı işlevselliğe sahiptir, yapısal ve görsel olarak hiçbir fark barındırmamaktadır. Aynı zamanda konvansiyonel ürünler ile bir arada geri dönüşüme katılmaya uygundur.
Plastik ürünlerin hemen hepsi 400 yıl gibi çok uzun süreler alsa da moleküler seviyede yıkıma uğrayarak bakteri ve mantarlar tarafından metabolize edilmektedir. Biyodönüşüm katkı teknolojisi ile sağlanan ise bu sürenin ürünün endüstriyel kullanımını ve raf ömrünü etkilemeden birkaç ay gibi çok daha kısa bir süreye indirgenmesi için doğal süreçleri hızlandırmaktır.
Raf Ömrü Ayarlanabilir: Sektörel ihtiyaçlara göre ürünün bozunmadan önceki raf ömrü süresi ayarlanabilmektedir. Katkı kullanılmış ürünler katkısız plastik ürünlerle aynı mekanik ve yapısal özellikleri korur.
Mikroplastik Oluşturmaz: Oxo-bozunur katkıların aksine geride hiçbir mikroplastik artık bırakmadan bozunma sağlar
Toksin Oluşturmaz: Bozunma sonrası oluşan mumsu yapıda doğa için zararlı toksinler bulunmaz. Ürün, tek hücreliler tarafından sindirilebilir bir hale gelir.
Geri Dönüştürülebilir: Katkı kullanılmış ürünler geri dönüşüm çevrimlerine her aşamada katılabilir. Ürünün geri dönüştürülebilirliği etkilenmez ve özel bir geri dönüşüm akışına ihtiyaç duymaz
Türkiye Plastik Ambalaj Sanayisi
Türkiye, plastik ambalaj üretiminde güçlü bir altyapıya sahip olup, PP (Polipropilen) ve PE (Polietilen) bazlı ambalaj üretiminde önemli bir hacme sahiptir. Türk plastik ambalaj üretim endüstrisinin %67'si esnek plastiklerden, %18'i tekstil plastiklerinden ve %15'i sert plastik ambalaj malzemelerinden oluşmaktadır.
• Türkiye, plastik ambalaj üretim kapasitesinde Avrupa'da 2., dünya genelinde ise 6. sırada yer almaktadır. Türkiye'de genel olarak faaliyet gösteren 3.000 ambalaj firması bulunmaktadır. Bu firmaların 1.450'si (%48) plastik ambalaj üretimi yapmaktadır.
• Yıllık Üretim: Türkiye'de yıllık plastik ambalaj üretimi yaklaşık 3.7 milyon tondur. Pazar değeri açısından, ambalaj endüstrisinin üretiminin %40'ı plastik ambalajlardan oluşmaktadır. İç pazar talebi ise yıllık 3.1 milyon ton plastik ambalajdır.
• Pazar Hacmi: İç pazar hacmi 25.4 milyar ₺ olup, bu talebin %14'ü ithalat yoluyla karşılanmaktadır.
• İhracat ve İthalat: Türkiye, genel kullanım için daha basit plastik ambalajları ihraç ederken, daha karmaşık, genellikle kompozit ve birlikte ekstrüde edilmiş plastik türlerini ithal etmektedir.
Biyo-transformasyon teknolojisi, plastik ürünlerin üretim aşamasında eklenerek, ürünlerin doğaya karışması durumunda hızlıca çözünmesini sağlıyor. Bu süreç, normalden 400 kat daha hızlı gerçekleşiyor ve bir yıldan kısa sürede plastik su ve karbondioksite dönüşerek doğaya zararsız bir şekilde geri kazandırılıyor. Geleneksel plastiklerin aksine, bu teknolojide mikroplastik ve toksik madde oluşumu gözlenmiyor. Türkiye'nin plastik ambalaj üretimindeki büyük potansiyeli göz önüne alındığında, bu teknolojinin yaygınlaşmasıyla plastik kirliliğiyle mücadelede önemli bir fark yaratılabilir.