Prof. Dr. Zakir Avşar'ın dikkat çeken açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. Dünyanın kritik bir süreçten geçtiği, İsrail-İran geriliminin küresel çapta yankı uyandırdığı bu günlerde, Türkiye'nin iç meselelerle oyalanmasının vahim sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. Avşar, Türkiye'nin beka mücadelesi verdiğini, yerli ve milli olmadan ayakta kalmanın mümkün olmadığını ifade etti. Savunma sanayiindeki atılımlara dikkat çeken Avşar, ülkenin bağımsızlığı için kalkınma ve gelişmenin önemine işaret etti. Peki, Avşar'ın bu çarpıcı uyarılarının perde arkasında neler yatıyor? Türkiye bu süreçte nasıl bir strateji izlemeli?
ANKARA-BHA
Prof. Dr. Zakir Avşar, "Hafıza tazeleme rehberi" başlıklı yazısında özetle şunlara yer verdi:
"Dünya İsrail-İran savaşı ile çalkalanıyor. Birileri ise yolsuzluk ve yozlaşmayla mücadele karşıtı mitinglerle oyalanıyor. Olanı biteni bir türlü anlayamıyor… Önemi yok, olup biteni aziz milletimiz görüyor…
Günümüz dünyasında “yerli ve milli” olmadan ayakta kalınamayacağını, devlet kapasitesinin yükseltilemeyeceğini her yaşadığımız an bize hissettiriyor… Dışa bağımlı olan, gelişmesini tekamül ettiremeyen eziliyor, yok ediliyor.
Türkiye, pek çok sahada uzun bir süreden beri beka mücadelesi veriyor. İç cephenin tahkimi mücadelesini pek çok alanda gerçekleştiriyor. Terörsüz Türkiye ve Terörsüz bölge bunun en önemli adımları ama aynı zamanda kalkınma, gelişme, ilerleme de bağımsızlığın, özgürlüğün en büyük güvenceleri. İç cephenin tahkiminin en önemli unsurları…
Türkiye KAAN’ı uçurdu. Yerli motorunu üretti. Çelik kubbesini yaptı… İHA-SİHA pazarında dünya lideri oldu. Savunma sanayiinde dışa bağımlılığını minimize etti… Üretimde sürdürülebilirliğin garantisini sağlayacak şekilde yurt dışına ihracatını gerçekleştirdi. Bunlar, iki binli yılların başında söylense inanılacak gibi değildi…
AK Parti’nin ilk iktidar oluşundan günümüze dile kolay 23 yıl geçmiş; o gün doğanlar bu gün 23 yaşında. Dolayısıyla ülkenin AK Parti öncesi ve sonrası mukayesesini yapmakta bir hayli zorlanan kitleler var. AK Parti öncesini yaşamakla birlikte, unutanlar, ideolojik olarak o günlerde kalmak için “direnenler” de var. Öyle ya “hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” demiş atalar; dolayısıyla zaman zaman “nereden nereye” hatırlatmak, hafızaları tazelemek, beslemek iyi olacaktır…
2002 yılından 2025’e uzanan dönem, Türkiye’nin yalnızca ekonomik büyümesini değil, aynı zamanda tarihsel, kurumsal ve stratejik dönüşümünü belirleyen bir kalkınma süreci olmuştur. Bu süreç, klasik büyüme göstergelerinin çok ötesine geçmiş; altyapıdan teknolojiye, sosyal politikalardan dijitalleşmeye, dış politikadan afet yönetimine kadar genişleyen çok boyutlu bir modernleşme hamlesine dönüşmüştür."
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...
Zakir Avşar, yazısında Türkiye'nin son 23 yılda kaydettiği gelişmelere dikkat çekerek, AK Parti öncesi ve sonrası arasındaki farkı anlamakta zorlananların olduğunu belirtti. Yerli ve milli üretim hamlesinin önemini vurgulayan Avşar, Türkiye'nin savunma sanayiindeki bağımsızlığını güçlendirmesi gerektiğini ifade etti. Dışa bağımlılığın ezilmeye ve yok olmaya yol açtığını söyleyen Avşar, Türkiye'nin beka mücadelesi verdiğini ve iç cephenin tahkiminin hayati önem taşıdığını vurguladı. Avşar, 2002-2025 döneminin Türkiye için sadece ekonomik büyüme değil, aynı zamanda tarihsel, kurumsal ve stratejik bir dönüşüm süreci olduğunu belirtti.