Plastik sanayicileri alarm veriyor! PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz, sanayicinin finansmana erişimdeki kabusu ve artan maliyetler karşısında çaresiz kaldığını duyurdu. Yüksek faizler ve krediye ulaşım güçlüğü, üretimden ihracata kadar her alanda Türk sanayisini tehdit ediyor. Sektör temsilcileri, yetkililerden acil çözüm bekliyor. Bu kritik durum, Türkiye ekonomisi için ne anlama geliyor? İşte detaylar...
Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, sanayicilerin yüksek faizler ve krediye erişimde yaşadığı sıkıntılar nedeniyle üretimlerini sürdürmekte zorlandığını, bunun da ihracat kapasitesini doğrudan sınırladığını söyledi. Türk sanayicisinin zor koşullar ve finansal engellerle mücadele ettiğini vurgulayan Karadeniz, “Sektörümüzün önünü açacak somut adımlar atılmazsa hem üretim hem de ihracat hedeflerimiz ciddi risk altında” dedi.
Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, finansmana erişim zorlukları ve nitelikli iş gücü ihtiyacının sektörün önünü ciddi şekilde tıkadığını belirterek, yetkililere acil çözüm çağrısında bulundu.
Karadeniz, özellikle yurt dışıyla rekabet eden Türk plastik sanayisinin karşı karşıya olduğu finansal engellere dikkat çekti. Yüksek faiz oranları ve krediye erişimdeki güçlüklerin, sanayicilerin hem mevcut üretimlerini sürdürmesini hem de uzun vadeli yatırımlarını planlamasını zorlaştırdığını ifade eden Karadeniz, “Sanayiciler, finansmana ulaşamadıkları için yeni makine ve teknoloji yatırımlarını gerçekleştiremiyor, Ar-Ge projelerini ertelemek zorunda kalıyor. Bu durum sadece üretimi etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin ihracat kapasitesini doğrudan sınırlıyor ve küresel pazarlarda rekabet gücümüzü zayıflatıyor” dedi.
Makro veriler sanayicinin
yaşadığı tabloyu teyit ediyor
Son açıklanan ekonomik göstergelerin de sanayicinin yaşadığı tabloyu desteklediğini belirten Karadeniz, “Eylül ayında açıklanan imalat sanayi PMI verisi yeniden daralma bölgesinde kaldı; bu da üretimdeki yavaşlamanın sürdüğünü gösteriyor. Aynı dönemde TÜFE’nin yıllık bazda yüzde 33,29 olarak gerçekleşmesi, üretici üzerindeki maliyet baskısının azalmadığını ortaya koyuyor. Yüksek enflasyon, enerji ve hammadde fiyatlarındaki dalgalanma ile birleşince sanayici üzerindeki yük daha da ağırlaşıyor. Bu nedenle, sadece finansmana erişim değil, makroekonomik istikrarı da önceleyen bütüncül bir politika yaklaşımına ihtiyaç var. Sanayicinin nefes alabilmesi için üretim maliyetlerini düşürecek, yatırımı teşvik edecek ve güven ortamını güçlendirecek adımların bir an önce atılması gerekiyor” diye konuştu.
Yatırım ve üretim planları erteleniyor
Sanayicilerin yüksek faiz oranları ve krediye erişimdeki sorunlar nedeniyle üretimlerini sürdürmekte büyük güçlük çektiğini anlatan Karadeniz, sanayicinin, günlük üretim süreçlerinde olduğu kadar uzun vadeli stratejik planlamada da ciddi risklerle karşı karşıya kaldığını ifade etti. Finansmana ulaşamayan işletmelerin yatırım ve üretim planlarını ertelemek zorunda kaldığını kaydeden Karadeniz, “Ar-Ge projeleri askıya alınıyor. Bunun sonucu olarak Türkiye’nin ihracat kapasitesi daralıyor ve küresel pazarlarda rekabet gücümüz giderek azalıyor. Eğer bu sorunlara acil ve kapsamlı çözümler getirilmezse, sektörümüz ciddi kayıplarla karşı karşıya kalacak” dedi.
“Türk sanayicisi dayanıklılığını koruyor”
Artan konkordato başvurularına da dikkat çeken çatı kuruluş PLASFED Başkanı, sanayicinin önünü açacak yapısal reformların ve finansal desteklerin artık ertelenemez boyutta olduğunu ifade etti. Devlet ve özel sektörün iş birliğiyle atılacak adımların sektörün hem üretim hem de ihracat kapasitesini güçlendireceğini kaydeden Karadeniz, “Zorluklara rağmen Türk sanayicisi dayanıklılığını koruyor. Ancak geleceğe güvenle bakabilmek için devlet, finans sektörü ve sanayiciler arasında güçlü bir iş birliği şart” ifadelerini kullandı.
Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı
PLASFED'in açıklamaları, Türk sanayicisinin içinde bulunduğu kritik durumu gözler önüne seriyor. Yüksek faizler ve krediye erişimdeki zorluklar, sanayicilerin yatırım yapmasını, üretimini sürdürmesini ve küresel rekabette yer almasını engelliyor. Uzmanlar, makroekonomik istikrarın sağlanması, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, sektörde iflasların artabileceği ve Türkiye'nin ihracat gelirlerinde ciddi düşüşler yaşanabileceği uyarısında bulunuluyor.